Taksim İstiklal Caddesi’ndeki hain saldırıda şehit olanların acısı yüreğimizi yakarken, maalesef aramızda vatandaş sıfatıyla varolan ve kanlarından şüphe ettiğimiz bazı çevreler bu iş üzerinden de siyaset yapmak, hükümeti yıpratmak ve hatta daha da ileri giderek terör örgütünün amaçları doğrultusunda korku ve panik havası yayma derdindeler.

Bu malum çevreler, bu konuyu tartışırken konuşmalarını döndürüp dolaştırıp bu iş,  hükümetin seçimlere yönelik bir tertibi demeye getiriyorlar. Hatta Türk Polisinin hızlı operasyonları neticesinde, hainlerin erken yakalanmasından bile kuşku duyarak içlerindeki hainliği zirveye taşıyorlar. Bu da gösteriyor ki, hem dışarıdaki düşmanlarımız hem de içerdeki hainler bir olmuşlar büyük Türkiye’yi yerle bir etmek için fırsat kolluyorlar. Böyle elim olaylar gerçekleşince de ganimet bulmuş gibi seviniyorlar.

Halbuki bizim ve bizden önceki yurtsever nesillerin bildiği ama bunların ve bunlardan önceki hainlerin bilmediği bir gerçek var; biz düşmanlarımızı ve onların torunlarını çok iyi tanıyoruz. Su uyur düşman uyumaz düsturu ile her daim tetikteyiz. Bin yılları aşan kadim bir devlet geleneği olan Türk Milleti, bu ihanetleri, bu kahpelikleri, mensubu olduğu her Türk Devleti’nde yaşadı ve gördü. Ama çok fazla uzağa gitmeden bizim dedelerimiz Osmanlı’da, Kurtuluş Savaşı sıralarında ve Yeni Türkiye Cumhuriyeti  zamanında bunları bazen Şeyh Sait, bazen Seyit Rıza olarak, biz torunları ise Asala, PKK ve FETÖ olarak gördük. 

Hangi hükümet gelirse gelsin bunların ve destekçilerinin içlerindeki kin asla bitmedi. Çünkü hedef hükümetler değil hedef Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyeti ise sahipsiz değildir. İstiklal Caddesi’ndeki hain saldırı ilk değildi belki de son olmayacaktır. Ama bizim cesaretimiz ve hainlere karşı dik duruşumuz da asla son bulmayacaktır.

Şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, Marksist/Leninist emellere, bölücü, yıkıcı hainlere ve maşalığını yaptıkları dış destekçilerine bırakılamaz. Kendilerinin çoğunlukta olduğunu zannederek içten içe mutlu olan bu çevreler yanıldıklarını iş uygulama safhasına geldiğinde anlayacaklardır. Bilinmelidir ki, nöbetteyiz, Toroslar’da ve Köroğlu Diyarı’nda tek bir ocağın bile bacası tüttüğü sürece ümitlerimiz asla tükenmez.

Mutlu Bilge
18.11.2022/İSTANBUL

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1