Türk Siyasal Yaşamının en heyecanlı ve bir o kadar da stresli, dünyanın ise nefesini tutarak izlediği bir seçimi geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 yılda girdiği her seçimi kazanarak tarihteki haklı yerini aldı.

Seçimin bitmesiyle birlikte Millet İttifakını destekleyenlerin, kendilerine FETÖ ve PKK’nın sufle ettiği, adeta ışık hızıyla yayılan yalan ve palavralardan da kurtulmuş olduk. Zira kulaklarımız, bu dönemde olduğu kadar başka hiç bir zaman bu kadar yalana maruz kalmadı. Yine bu seçim dönemi, aramızda yaşayan siyasi münafıkların da deşifre olmasını sağladı. AK Parti’nin güçlü dönemlerinde ikbalini AK Parti’de arayan, onlarla hemhal olan bazı tiplerin, Erdoğan’ın bu defa yenileceği ve AK Parti’nin çoğunluğu kaybedeceği yönündeki algılara inanarak bir taraftan Erdoğancı gibi göründüğüne ama diğer taraftan da gizli gizli Kılıçdaroğlu’na çalıştıklarına tanık olduk.

Bir de her şeye rağmen kalenin düşmemesi için uykuyu kendisine haram kılarak adeta surlarda nöbet tutan sadık muhafızlar gördük. Çok daha da önemlisi, liderinin etrafında sıkı sıkıya kenetlenen bir milletin direnişini izledik.

Bu seçim, kendisini sol olarak nitelendiren ama Kemal Kılıçdaroğlu ile marjinalleşen bir kesimin hala akıllanmadığını, bu milletin değerleriyle çelişen söylemlerle seçim kazanılamayacağını, asırları aşan kadim Türk devlet geleneğinin kendi koruyucu sistemini beraberinde taşıdığını ve bu sistemin bölücü, yıkıcı unsurlara asla müsade etmeyeceğini göstermesi açısından da önemlidir. Kendisini Millet İttifakı olarak tanımlayan kesim bu gerçekleri gözardı ederek, siyasi faaliyet gösterdiği ülkesinin seçmen profilinin çoğunlukta olduğu hakim görüşün tersine, onların değer yargıları ve beklentilerinden uzak söylemlerle iktidar olabileceği hevesine kapıldı. Yalan ve iftira siyasetinin iktidarı belirleyeceği beklentisine girdi. Sonuç, sıfır elde sıfır.

Görünen köy kılavuz istemez misali, seçim yenilgileriyle rekor kıran Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında alacağı sonuç en başından beri belliydi. 21 yıldan beri iktidar olan Erdoğan’ın karşısına, son dönemde yaşanan konjonktürel sıkıntılara karşı bir reçete ile çıkmak yerine var olanları yok etmek üzerine söylem geliştirenlerin seçimlerde alacağı sonuç sadece hüsrandır.

Bu hüsranı, Erdoğan’a oy verenleri cahil olarak nitelendirerek makul bir nedene dayandırmaya çalışanların gerçekte kendilerinin ne kadar cahil oldukları, hiç bir seçim kaybetmeyen biri karşısında on beş seçim yenilmiş birinin peşine takılmalarından bellidir. Bu mesnetsiz üstünlük kompleksleri, destekledikleri siyasi oluşumun görüşüyle de uyumludur. Halkı cahil olarak gören bu siyasi oluşum, halktan kopuk olduğu için halk tarafından desteklenmez ve ebedi muhalefete mahkum edilmiştir.

Mutlu Bilge
30.05.2023 / BOLU

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1