Dörtdivan, yılların ihmal edilmişliği, içi boş siyasi rekabetler ve ekonomik sıkıntıların doğal bir uzantısı olarak nüfus kaybı gibi sorunlarla boğuşurken, kırmızı beyaz renkleriyle yeşil sahalara çıkan Dörtdivanspor, adeta Dörtdivan’ın yeniden dirilişinin sembolü oldu.
Bolu’nun futbol deyince akan suların durduğu, düzenlenen futbol turnuvalarının profesyonel lig heyecanında geçtiği ilçesi Dörtdivan, 1980’lerin başında kendisini fesh eden Dörtdivan Yıldırımspor efsanesinden bu yana, dönemin koşullarından mıdır, insanlarımızın ümitsizliğinden midir bilinmez, amatör ligde takım çıkaramamıştı.
Halbuki futbol takımları da genelde ülkelerin özel de ise bulundukları bölgelerin moral değerlerinden biridir. Milli takım mağlup olduğunda nasıl günlerce üzüntümüzü üzerimizden atamıyorken, galip geldiğinde kendimizi cihana kafa tutacak kadar moral değeri yüksek ve güçlü hissediyorsak, aynı duyguları yerel takımlarımızın aldığı mağlubiyet ve galibiyetlerde de yaşıyoruz.
Dört yıl önce kurulan ve her geçen yıl güçlenerek bugünlere gelen Dörtdivanspor, bahsettiğim duyguları Dörtdivanlılar’a yaşatıyor. Bir araya gelmeleri ve kolektif iş yapmaları zor gibi bir algı oluşan Dörtdivanlılar’ı önce bir kulüp çatısı altında ardından her maç tribünlerde toplayan Dörtdivanspor, Dörtdivan’a iyi geldi. Son dönemde Dörtdivanspor’a az ya da çok imkanları dahilinde yardımda birbirleriyle yarışan Dörtdivanlılar, aslında Dörtdivanspor üzerinden Dörtdivan’ı yeniden ayağa kaldırmanın mücadelesini veriyorlar.
Durum böyle olunca, yönetim ve futbolcular sorumluluk duygusu ile belki ağır bir yükün altında ezilmekten korkabilirler. Ancak buna hiç gerek yok. Çünkü siz zaten zor olanı başardınız, sorumluluk alarak bir araya gelip Dörtdivan adını yeşil sahalara yazdırdınız. Amaca giden yolda bazen küçük kazalar olabilir. Ama unutmayın, bizler her durumda, yensek de yenilsek de Dörtdivanlıyız.
Mutlu Bilge
28.02.2022 / İSTANBUL