Alaaddin Yılmaz döneminde uzun yıllar Bolu Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Emine Davarcıoğlu’nun DEVA Partisi’ne katıldığı haberini alınca aklıma “Aynı sofradan yemek yedik, karnı doyan düşman oldu.” sözleri geldi.
AK Parti hareketinin lideri Recep Tayyip Erdoğan sayesinde, gerek ulusal siyasette ve gerekse yerel siyasette nice silik tiplerin yıldızları parladı. Kimisi Başbakan oldu, kimisi uzun yıllar bakanlık yaptı, kimileri ise partinin çeşitli kademelerinde görev aldı, Belediye Başkanı olanların yanı sıra Emine Davarcıoğlu gibi Başkan Yardımcısı olarak görev yapanlar oldu.
Bunların işgal ettiği sofraya dışarıdan başkaları oturamadı. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yediler içtiler. Ne zaman Erdoğan bunlara artık yeter biraz da başkaları bu sofraya otursun deyip bunları görevden alınca işin rengi değişti. Bakmayın doyunca düşman oldular dediğime, meğer bunlar, doymak bilmeyen tiplermiş. Alıştıkları konfordan, şatafattan ayrılmak zor gelince düşman oldular.
Kimileri parti kurdu, kimileri başka partilere geçip içlerindeki zehri kustu, kimileri ise sağda solda bozgunculuk yaparak eski arkadaşlarına iftiralarda bulundular. Oysa ortada bir suç varsa kendilerinin de bu suça aynı derecede ortak olduklarını düşünmediler.
Hepsinin ortak özelliği, bulundukları görevlerden ayrıldıktan sonra ihanet etmeleridir. Yoksa, görevlerinde devam etselerdi, AK Parti’den daha iyisi bulunmayacaktı. AK Parti’nin suçu ise kendi içerisinde hep aynı tiplere görev verip bir elitler sınıfı oluşturması, sistemi diğerlerine kapalı tutmasıydı. Durum böyle olunca görevden alınmak bunlara zor geldi.
İşte Emine Davarcıoğlu meseleside böyle bir durum. Bolu’daki kurtlar sofrasının baş köşelerinde oturmuş, iyi günlerde sürekli yemiş, sofradan kalkınca başka sofra arayışlarına girmiş biri. Bütün bir AK Parti tarihini yakından gözlemleyen ve aktörleri yakından tanıyan biri olarak, sofradan kalkanların hikayesi ve zayıflıkları beni, şu anda AK Parti içerisinde aktif siyaset yapanlardan daha fazla rahatsız etti. Belki de O’nlar bu durumu fazla takmadılar bile. Mesele de bu ya, böyle durumları taksalardı, gerçekten dertlenselerdi bu gibi hadiselerle karşılaşır mıydık?
Beni rahatsız eden, bu gibi siyasetçi profillerinin çürümüşlüğü, içine düştükleri bataklıkta kişiliklerinin bayağılaşması ve bu bayağılıkla hala başka parti unvanları adı altında topluma kendilerini kabul ettirme çabalarıdır. Siyasetçiler bayağılaşmış olabilir ancak ümit ediyorum ki, seçmenler engin ferasetleriyle bunlara geçit vermeyecektir.
Mutlu Bilge
14.12.2021 / İSTANBUL