Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’’de vefat eden DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’i anma programı esnasında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli’nin , Sırrı Süreyya Önderin resmini sıvazlaması epey bir gündem oldu.
Terörsüz Türkiye sürecinin mimarı Devlet Bahçeli, sürpriz bir şekilde bu süreci başlattığı için milliyetçi ya da öyle görünen çevreler tarafından eleştirilere maruz kaldı. Özellikle kendisini milliyetçi olarak tanımlayan İYİ Parti çevreleri “Biz demiştik” havasında adeta zil takıp oynamadıkları kaldı. Elbette özellikle sağ cenahta “neler oluyor, kandırıldık mı, bu ne biçim iş?” şeklinde kafa karışıklığından kaynaklanan soruları soranlar oldu. Bu tereddütü normal karşılamak gerekiyor. Terörle mücadele sürecinin ardından böyle radikal bir çıkışın hem de köklü bir milliyetçilik ekolüne sahip bir partinin liderinden gelmesi kabul edelim hepimiz için şaşırtıcıydı.
Bu olağandışı çıkış karşısında sıradan daha doğrusu MHP’liler dışındaki vatandaşların tepkilerine hak verilebilir. Ancak temel ilkelerinden biri “Lidere Sadakat” olan ve bu ilke ile yoğrulmuş bir siyaset felsefesi ile siyaset yapılan MHP ile kendisini özdeşleştiren ya da MHP’li geçinen itikadı bozuk kişilerin Devlet Bahçeli’yi sert ifadelerle eleştirmeleri, küçük düşürücü bir dille ağır ithamları kabul edilemez, anlayışla karşılanmaz.
Türk Siyasal Yaşamı içerisinde özgün bir yeri ve misyonu olan MHP’nin diğer partilerden işleyiş olarak en büyük farkı lidere sadakattir. Bunu bazıları anti demokratik bir uygulama olarak görebilirler. Ancak bir partide siyaset yapmanın en temel koşullarından biri o partinin programını ve temel ilkelerini kabul etmektir. MHP’de siyaset yapanlar da bu ilkeleri bilirler ve buna uymak zorundadırlar.
MHP Lideri Bahçeli’nin neden böyle bir süreci başlattığını ve neden Sırrı Süreyya Önder’in resmini üç defa sıvazladığını anlamamış ve tuhaf gelmiş olabilir. Ancak MHP’li isen ve Lidere Sadakat ilkesine bağlı isen hemen eleştirmek ve karşı çıkmak yerine vardır bir hikmeti deyip sabırla beklemek gerekir.
Neden sabırla beklenmesi gerektiğini ve Lidere Sadakatin önemini hemen her durumda referansımız olan İslam Tarihine bakarak açıklayabiliriz. Mekke’nin Fethinden önce Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v) ve beraberindekiler Umre yapmak için Mekke önlerine geldiklerinde Mekke’ye girişlerine izin verilmemişti. Karşılıklı görüşmelerin ardından Mekkeliler ile Hudeybiye Anlaşması yapılmıştı. Anlaşmanın bazı maddelerinden hoşnut olmayan bazı Müslümanlar, Peygamberimize, “Ya Resulallah neden bizi aşağılayan, Müslümanları küçük gören bir antlaşmayı imzalıyoruz’’ diye serzenişte bulunmuşlar, Peygamberimiz de onlara “Bunda bizim bilmediğimiz faydalar vardır.’ mealinde sözler söylemişti. Sonradan yaşanan gelişmeler gösterdi ki Medine’nin güvenliği icin Mekkeliler ile anlaşmaya ihtiyaç vardı. Daha sonra Hayber Kalesi fethedildi. Medine bu anlaşma ile siyasal olarak tanınmış oldu. İslam’ın çok hızlı genişlediği bir dönemin kapıları açıldı ve en önemlisi Mekke’nin fethi kolaylaştı ve fetih gerçekleşti.
Uhud Savaşında Okçular Tepesindeki okçuların komutanlarının ya da liderlerinin sözlerini dinlememeleri, görüntüye aldanıp yerlerini terketmeleri İslamiyet için nasıl bir tehlike doğurduğunu hatırlayalım.
MHP’li olduğunu söyleyip de Lidere Sadakati sorgulayanlar İslam Tarihinden bu iki örneğe iyi baksınlar. Devlet Bahçeli’nin bu Terörsüz Türkiye çıkışı, Türkiye’nin güvenliğini sağlama almak ve ardından yaşanacak şahlanışlar için olamaz mı? Belki olabildiğince fazla imkanlar Türkiye’nin önüne çıkamaz mı? Bahçeli’ye ve MHP’ye eleştirilerde bulunan ama kendini milliyetçi olarak tanımlayanlar, Okçular Tepesini terkederek Liderinizi dinlemiyor musunuz? Bütün hayatlarını Türk Milliyetçiliği ve İslam düşmanlığı ile geçirenlerin ve onlara inanan bazı gafillerin ekmeğine yağ mı sürüyorsunuz?
Eğer Lidere Sadakate inanıyorsanız, sabırla bekleyin ve sonucu görün. Eğer inanmıyorsanız, milliyetçiyim, MHP’liyim diye ortalıkta dolaşıp zehir saçmayın.
Mutlu Bilge
09.05.2025 / İSTANBUL