Türkiye'nin pek çok yerinde, olduğu gibi Dörtdivan'da da bir zamanlar balık tutulan ve yüzülen akarsular, plansız kanalizasyon sistemleri nedeniyle adeta birer lağım çukuruna dönüştü. Evsel atıkların arıtma tesislerinden geçirilmeden doğrudan bu sulara deşarj edilmesi, hem çevreye hem de insan ve hayvan sağlığına ciddi zararlar veriyor.
Ortak Hat Çözüm Yerine Sorun Yarattı
Eskiden her evin kendine ait lağım çukuru bulunurken, kanalizasyon şebekelerinin kurulmasıyla birlikte atıklar ortak hatlarda toplanmaya başladı. Ancak ne yazık ki, birçok bölgede bu atıkların arıtılması için gerekli tesisler kurulmadı. Sonuç olarak, lağımlar olduğu gibi akarsulara bırakıldı. Bu durum, suların kurumasıyla birlikte dayanılmaz bir koku yayılmasına ve çevredeki doğal yaşamın bozulmasına yol açıyor.
Bölge sakinleri, geçmişte serinlemek ve balık avlamak için kullandıkları akarsuların şimdilerde tehlikeli birer atık deposuna dönüştüğünü belirtiyor. Hayvanlar susuz kaldıklarında bu kirli suları içmek zorunda kalırken, insan sağlığı için de büyük riskler ortaya çıkıyor.
Tedbirsizlik ve Vurdumduymazlık Hâkim
Yetkililerin duruma seyirci kalması ve herhangi bir önlem almaması, tepkileri daha da artırıyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü gibi kurumların bu manzaralardan habersiz bir şekilde çevre duyarlılığı hakkında açıklamalar yapması ise ironik bir durum oluşturuyor. Vatandaşlar, devlet eliyle kirletilen bu doğal kaynakların acilen korunması gerektiğini vurguluyor.
Bu manzaranın Üçüncü Dünya ülkelerinde rastlanan görüntülere benzediği ve Türkiye gibi bir ülkeye yakışmadığı ifade ediliyor. Halk, ilgili kurumların bir an önce harekete geçerek atık arıtma tesisleri kurmasını ve bu çevre katliamına son vermesini talep ediyor. Aksi takdirde, bu sular sadece çevreyi değil, tüm canlıların geleceğini tehdit etmeye devam edecek.